30 Ocak 2016 Cumartesi

Hafıza Nasıl Geliştirilir?


Kitabın adı: Hafıza Nasıl Geliştirilir?
Yazarı: Ron Fry
Yayın evi: Timaş Yayınları
Sayfa Sayısı: 144

"Bir konuşmayı en iyi şekilde düzenlemenin yalnızca tek bir yolu vardır: Onlara söyleyeceklerinizi anlatın, sonra söyleyin, en sonunda da söylediklerinizi anlatın."



Türk Hikayesi Antolojisi


Kitabın adı: Türk Hikayesi Antolojisi
Yazarı: Adem Özbay & Jan Devrim
Yayın evi: Sarmaşık Yayınları
Sayfa Sayısı: 239

"Bir insan yüzünün en manalı bir alem olduğunu ben o geceye kadar anlayamamıştım. Hayat dediğimiz o girift oyunun, aktörlerini bu kadar kuvvetle benimseyeceğini, onların her hal ve tavrına kendi akışının damgasını bu kadar kuvvetle vuracağını hiç düşünmemiştim. Yüz buruşunun, göz altındaki bir kıvrımın, ne bileyim, konuşmadan evvelki bir saniyelik bir tereddüdün, küçük bir el işaretinin, manasız ve ehemmiyetsiz bir bakışın, her gülüşün, bir omuz düşüklüğünün bütün bir ömrü en ince, en karışık en nüfus edilmez taraflarından anlatacak birer emare, birer işaret olduğunu hiç düşündünüz mü?"

"Ne var ki, durmuş saatlerin bir meziyeti, hiç değilse günde iki defa doğru saati göstermesidir."

"Sanmaki saat çalar,
Bil başına tokmak vurur."

"Eskiden beri az yaşamaktan, erken ölmekten korkarım. Sade ben mi, herkes korkar. Bu neden ileri geliyor? Ben düşündüm ve buldum. Hayatı kesif yaşamamaktan. Hayatı kesif yaşamaktan neyi anlıyorum? Sevmek, sevilmek, eğlenip yan gelmek, çubuğunu yakıp gününü gün etmek mi? Hayır… Karınca gibi durmadan çalışmak, para biriktirmek, ev kurmak, çoluk çocuk yetiştirmek mi? Bunlarda lakırdı. Kesif yaşamaktan sadece zamanın geçişini hissetmeyi anlıyorum."

"Zaman geçiyor. Bizler zamanın içinde yüzdüğümüz halde zamanın geçişini değil de, o geçtikten sonra, sadece geçmiş olduğunu hissedebiliyoruz."

"Ama zaman daha geçmeden, henüz geçerken, onun geçişini adeta gözle görülür gibi şuurlu ve uyanık bir şekilde hissedebildiğimiz gün, öyle geliyor ki bana, bizden habersiz geçmiş zamanın bizde yaratabileceği bütün acı süprizleri ortadan kaldırmış olacağız."

"Madem zamanı durdurmanın çaresi yok. Madem zaman akacak. Bari, geçişini iyice hissetsek."

"Yaşamak bu kadar mı? Gözlerim lekesiz maviliğimi koruyan gökyüzünde. Böyle uçsuz bucaksız, lekesiz, mavi renginde, merdivensiz bir yükseklikte, camlardan, kapı aralarından, tüm boşluklardan içimize sızan ve “Hadi gel” diye çağıran tılsımlı bir sessizlikte, gökyüzü ile yeryüzü arasında gizli, ulaşılmaz bir ülke…"

"Ansızın başlayan şeyler hayatı değiştirebilirler mi? Ansızın başlayan bir yağmur, ansızın görülen bir çift göz, ansızın göze ilişen bir dize, kulağa çalınan bir şarkı, bir gazete sayfasında karşılaşılan fotoğraf, okunan bir kitap, görülen bir rüya…"

"Kendime güzel bir bahçe bulurum. Etrafını çitlerle çevirip bütün kitaplarımı orta yere dökerim. Sonra da kitaplarımla oluşturduğum dairenin merkezine oturup, bir prenses gibi gökyüzünü seyrederim."

"İradenin diğer adıdır yaşamak."

"Kendi şaşkınlığı içinde gürültüler çıkaran bir gezginim, o kadar."

"Aşkın eksildiği yerde sözcükler ortaya çıkar."

"İçinizde taşıyamıyorsanız kenti ve insanları, hiç yalnız kalamıyorsunuz demektir."


"Sevmek de aramak demektir."


İvan İlyiç'in Ölümü


Kitabın adı: İvan İlyiç'in Ölümü
Yazarı: L. N. Tolstoy
Yayın evi: M. E. Bakanlığı
Sayfa Sayısı: 90

"Yükseldiği ölçüde hayattan uzaklaşıyordum. Şu halde bunun anlamı ne? Niçin?... Kabil değil! Hayatın bu kadar anlamsız, bu derece çirkin olması imkansız. Gerçekten bu kadar çirkin ve anlamsızca neden ölmeli, hem de ıstırap içinde?... Başka bir şey var bunda…"

"Hayat, çoğalan bir yığın ıstırap, daima artan bir hızla sona, en korkunç ıstıraba doğru tepe taklak inmektir."


Yaşam, Evren ve Herşey


Kitabın adı: Yaşam, Evren ve Herşey
Yazarı: Douglas Adams
Yayın evi: Sarmal Yayınevi
Sayfa Sayısı: 240

"Aklını oynatmayı önlemek için kendini aklını oynatmaya zorlamanın bir anlamı yok."
“Kişilerin tek sorunu takıntılı olmak."

"Hiçbir şey tamamen kaybolmaz."

"Kişinin, inanç dünyasının, merkezi olarak görülmesi gerekir."

"Dokunduğu her yeri acımaktaydı. Kısa bir süre sonra, bunun, asıl acıyanın eli olmasından kaynaklandığını anladı."

"O 'kendisine döndüğü' anlardan birini yaşıyordu, birden dönüp kendinize baktığınız ve "Ben Kimim? Ne yapmaya çalışıyorum? Şimdiye kadar ne başardım? İyi miyim?" diye düşündüğünüz anlardan biri."


"Ne olursa olsun yaptığın işi yap. Ama iyi yap."


Suç ve Ceza


Kitabın adı: Suç ve Ceza
Yazarı: Dostoyevski
Yayın evi: Armoni Yayınevi
Sayfa Sayısı: 453

"Fakirlikte yaradılışınızın yüce duygularını muhafaza edebilirsiniz."

"İlk tanıştığımız insanlara dikkat ve itina ile yaklaşmak, hükümlerimizi iyice tanıdıktan sonra vermek gerekir."

"Dinin tarihi pek çetindir."

"Amacın yüceliği kullanılan araçları meşru kılar."

"Nereye doğru gittiğini bilmemenin ne demek olduğunu hiç denedin mi azizim?"

"Zeka, bence parlak bir varlık, tabiatı güzelleştiren bir süs, hayatın tesellisidir."

"Eğer ağlayan bir adama mantık kuvveti ile ağlayacak hiçbir sebep olmadığını ispat ederseniz, gözyaşlarının hemen dindiğini görürsünüz."

"Küçük oğlana kırmızı beyaz bir sarık sararak Türk kıyafetine sokmuştu."

"Siz, artık size benzemez oldunuz. Gerçi, bakıyor ve dinliyorsunuz; fakat ne görüyor, ne de işitiyorsunuz. Evet evet, bizim konuşmamız gerek."

"Yüz tavşan bir beygir olmadığı gibi, yüz şüphede bir delil olmaz. (İngiliz Atasözü)"

"Bütün mesele, benim kendi fikrimi, önceden verilen hükümlerden, günlük alışkanlıklardan sıyrılarak, geniş ve gelecek sahibi bir kafa ile düşünmektedir."


"Dert ortaklarına, zindan arkadaşlarına baktıkça şaşırıyordu. Bunlar, hayatı ne kadar seviyorlar, ona ne büyük paha biçiyorlardı!... Ona buu adamlar, hayat zindanda iken serbest oldukları zamandan daha çok değer veriyorlar gibi geliyordu."


Dinmeyen Gözyaşları



Kitabın Adı: Dinmeyen Gözyaşları
Yazarı: Raif Cilasun
Yayınevi: Tuğra Neşriyat
Sayfa Sayısı: 263

"Hattı müdafaa yok, sathı müdafaa var."

"Büyüklerin emirlerine elbette uyacağız ama bunu yaparken boynumuzu şeytana da teslim etmeyeceğiz. Düşünmek, aklımızı kullanmak… En büyük silahımız bu olmalıdır. Aklını yerinde kullanan er veya geç zafere ulaşacaktır."

"Hayasını kaybedenin, namusunu lekelemesi gecikmez."

"Bir Müslüman, bir Yahudi veya hristiyanla dostluk kurarken çok dikkatli davranmalıdır. Yoksa bu dostluk kendisine çok pahalıya malolabilir. Hele, onların örf ve adetlerine yakınlık duymaya başlarsa tehlike daha da büyüyebilir. Şunu aklımızdan çıkarmayalım; Müslüman, hiçbir zaman tabii olamaz. Onun yaratılışı taklitçiliğe müsait değildir. O başlı başına değişmez bir bütündür. Ona tabi olunur. Çünkü o matbudur. Bu özellik içinde doğmuştur ve bununla yaşar."

"Gecekondu mahallelerinde yaşanan yasak aşkların adı fuhuş. Ama aynı hayat, lüks semtlerde yaşanırsa, adı sosyete olup çıkıyor!"

"Kültür bir insanın gıdasıdır bence. İnsan sadece ekmekle, yiyecekle yaşayamaz ki. Bu hayvanlara mahsustur. Allah'a inanmakta, kültürün ve ilmin bir gereğidir."

"27 Mayıs 1960 sabahı radyolardan yükselen gür bir ses, ülkede idareyi ordunun ele aldığını ilan ediyordu."

"Evet… 1960 ihtilali bir sabah radyolardan Alpaslan Türkeş'in gür sesinin duyulmasıyla başlamıştı ve Cemal Gürsel Paşanın başkanlığında devam ediyordu."

"Mü'minin lisanı kalbinin ötesindedir. Bir şey söyleyeceği zaman, önce düşünür, sonra konuşur. Bunun aksi olarak münafığın kalbi, dilinin ötesindedir, düşünmeden konuşur."


"Aklı başında olan kimsenin zamanı bilmesi, dilini koruması, kendi halini düşünüp düzeltmesi boynunun borcudur. (Vehb b. Münebbih )"


Allah Nezdinde Makbul Dualar



Kitabın Adı: Allah Nezdinde Makbul Dualar
Yazarı: Mevlüt Özcan
Yayınevi: Sabır Yayınevi
Sayfa Sayısı: 204

"Allah'ım! Ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, fayda vermeyen bilgiden ve kabul olunmayacak duadan sana sığınırım. (Hadis-i Şerif)"

"Dua Mü’minin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur."

"Amin; Ya Rab kabul buyur, demektir."

"Maksatlar duaların başlangıcıdır, neticesi değil."

"Rızkınız ve size va’d oluna gelen şeyler göktedir. (Zariyat - 22)"

"Işığa sırt dönen önünü kendi gölgesiyle karartır."


"İsra Suresi 45. Ayeti, Nahl Suresi 108. Ayeti, Kehf Suresi 57. Ayeti, Casiye 23. Ayeti, Yasin Suresi 9. Ayetin sonuna kadar okuyan kişi düşmanlarına görünmez."